Sapkınlık ve toplumsal ilişkiler
Aslı Önal’ın “kuvvetli” çevirisinin de kattığı lezzetle Sapkınlık ve Toplumsal İlişkiler, toplumsal karmaşaları en az onun kadar karmaşık olan bağlamlar üzerinden çözmeye çalışan huzursuz ruhlar açısından keyifli bir çalışma.
Günümüz açısından sapkınlık hem bir “sorun” hem de bir “kabul” kavramı olarak değerlendirildiğinde asıl önemi ortaya çıkıyor. Kuşkusuz gündeliğin, bilinen tüm toplumsal yol ve yöntemleri, artık onları var eden köksel (isteyen burada arkaik de diyebilir) ya da merkezi saplantılarla savaş halinde. Bu savaşın ilginçliği bize “direniş” dediğimiz, başka ve güçlü bir alanın da sürekliliğini sağlayan şey. Direniyoruz çünkü savaşanı bize yansıyan kısmı, direkt olarak kapitalizmin sürekli enkarne olan tanrılarıyla aramızdaki yaşamsal sınırı bize doğru, genişlettikçe genişletiyor. İşgal altındayız.
Slavoj Zizek, Dennis A. Foster ve Molly Anne Rothenberg tarafından derlenen, Axis Yayınları tarafından dilimizde yayımlanan “Sapkınlık ve Toplumsal İlişkiler” isimli çalışma bize yukarıda yazdıklarımın nedenleri üzerine, biraz belli, biraz da yoruma açık bir izlek üzerinden okuma ve düşünme alanı açıyor.
İzlek belli çünkü sapkınlık ve toplumsal alandaki görünürlüğü okunmaya çalışılıyor kitapta, bu anlamda kitabın adı çıplak; yoruma açık çünkü sapkınlık ve toplumsal bağlamı jouıssance kavramı üzerinden çeşitlenmiş bakışlarla ele alınmış. Bu da bize tek kelimeyle Lacan diyor; dolayısıyla kitabın, bir çeşit üst okuma sınırında varlık gösterdiğini söylemek gerek.
Jouıssance’ın bir kavram olarak da bilindiği üzere netliği olmasa da “anlaşılırlığı” biraz “zor”. En basite indirgenmiş haliyle “acıdaki haz” olarak açıklanabilir; daha önce onu böyle açıklayanlar olmuş; fakat burada, işin / açıklamanın bilinmesi gereken önemli bir yanı var. Jouıssance arzu ve dürtünün ayrımına, arzudan ve dürtüden alınan doyumun ya da hazzın ayrımına dayanan bir noktada işliyor. Dürtü hazzının tatminiyle, arzu hazzının tatminin yarattığı ayrım, acının dürtü hazzında sürekli tekrarlanan doyum arayışı neticesinde acıya evrilmesine işaret ediyor; bu doyumsuzluk mu, değil. Doyumsuzluk, arzu hazzının, arzu hazzını sınır yapan kavramı; arzu hazzı, dürtü hazzını acıya evrilmekten ayıran sınır. Sapkınlık da jousıssance’la bu bağlamda kesişiyor.
Dokuz çalışmadan oluşan kitap doyurucu içeriğini, bu noktada kazanıyor; ancak değindiğim üzere Lacan üzerine ön okumalar yapmış olmak, okuru kitapla olan sürecinde daha rahat bir kavrayışa kavuşturabilir.
Aslı Önal’ın “kuvvetli” çevirisinin de kattığı lezzetle Sapkınlık ve Toplumsal İlişkiler, toplumsal karmaşaları en az onun kadar karmaşık olan bağlamlar üzerinden çözmeye çalışan huzursuz ruhlar açısından keyifli bir çalışma.
Sapkınlık ve Toplumsal İlişkiler
Derleyenler: Slavoj Zizek, Dennis A. Foster, Molly Rothenberg
Çeviri: Aslı Önal
Axis Yayınları, 336 syf.