Bugün yaşadığımız dünyada otorite ve tahakküm biçimleri her geçen gün daha da çeşitleniyor ve derinleşiyor. Devlet aygıtlarının sistematik baskısı, sermaye düzeninin pervasız yağmaları, eril tahakkümün toplumsal dokuyu zehirleyişi, militarizmin gündelik hayatı kuşatması, ayrımcılığın kurumsallaşması ve kitleselleşerek yükselen nefret dalgası… Bütün bu baskı bileşenleri sadece devletin ya da iktidarın eliyle değil, gündelik yaşamın en sıradan, en görünmez alanlarında bile kendini hissettiriyor. Tam da böyle bir momentte, bizler hem politik hem kültürel anlamda kolektif bir müdahale alanı açmayı hedefliyoruz. Bu sebeple Liberter, bir web sitesi olmanın ötesinde, sözünü sakınmayanların, birlikte düşünenlerin, alternatif arayanların ve kuranların bir araya gelebileceği özgür ve çoğulcu bir mecra olmayı amaçlıyor. Çünkü inanıyoruz ki, gerçek bir özgürlük mücadelesi yalnızca sokakta, eylemde değil, aynı zamanda fikirde, dilde, sanatta, gündelik ilişkilerde, üretim biçimlerinde ve hayata dair kurulan her cümlede yürütülür. Bu yüzden bizim için mücadele, yalnızca bir itiraz değil, aynı zamanda yeni bir yaşam biçimi inşa etmenin yollarını düşünmek, aramak ve birlikte denemektir. Liberter, içine kapanan, yalnızca kendi benzerleriyle konuşan, dogmatik söylemlerle örülü bir yapı değil. Tam tersine, farklı alanlardan, farklı deneyimlerden, farklı duyarlılıklardan gelen insanların birbirini duyabileceği, tartışabileceği, üretimlerini paylaşabileceği, yeni bağlar kurabileceği bir ortak zemin olmayı amaçlıyor. Sadece politik değil, aynı zamanda kültürel, sanatsal ve etik bir bağlamda da üretim yapılabilecek bir alan hayal ediyoruz. Bu nedenle, tek bir ideolojik çizginin değil, özgürlükçü, anti-otoriter, yaratıcı, eleştirel ve çoğulcu düşünce biçimlerinin kesişiminde duran bir mecra kurmaya çalışıyoruz. Liberter, kendini anarşist olarak tanımlayanların yanı sıra anti-otoriterlere, anti- militaristlere, ekolojistlere, feministlere, queer bireylere, vicdani retçilere, hayatı ve doğayı savunanlara, tahakkümle herhangi bir biçimde çatışan, özgürlüğü yürekten hisseden herkese sayfalarını açıyor. Politik analizlerden güncel tartışmalara, sanatsal üretimlerden ekolojik yaşam pratiklerine, yerelden küresele uzanan mücadele deneyimlerinden kültürel eleştirilere kadar çok sesli, çok biçimli bir yayın çizgisi benimsiyoruz. Yalnızca yazılı metinlerle değil; çizim, ses, video, görsel anlatım ve deneysel ifade biçimlerini de kapsayan bir içerik yapısını önemsiyoruz. Çünkü biliyoruz ki ifade, sadece kelimelerle sınırlı değil, bazen bir görsel, bir ses ya da bir sessizlik, en güçlü itiraz biçimi olabilir. Liberter, herhangi bir merkez, bir ideoloji ya da grup adına konuşmuyor. Liberter’de hiç kimse bir başkasını temsil etmez. Ancak birlikte düşünebilmek, birbirimizi dinleyebilmek ve eleştirel bir ortak zemin kurabilmek için bazı temel kabulleri var: Liberter, otoritenin her biçimine karşı. Devletin, sermayenin, normların ve şiddetin tahakkümüne karşı. Doğanın ve yaşamın sistematik şekilde yağmalanmasına karşı. Kadınların, LGBTQ+ bireylerin, toplumsal ve etnik azınlıkların, emeğin sesinin bastırılmasına karşı. Militarizmin, savaşların ve zorunlu hizmetlerin meşrulaştırılmasına karşı. Kültürel üretimin piyasaya, sansüre ve tek tipleştirmeye indirgenmesine karşı. Ama sadece "karşı" olmakla yetinmiyor. Aynı zamanda başka bir yaşamı, başka bir dili, başka ilişkilenme biçimlerini de arıyor. Yolda öğrendiğimiz, deneye yanıla kurduğumuz bir kolektif üretim hayalini taşıyor. Liberter’e katılmak veya katkıda bulunmak için herhangi bir ideolojik sınavdan geçmeniz gerekmiyor. Yeter ki özgürlüğü savunalım, tahakküme karşı olalım ve kimseyi dışlamadan, susturmadan söz kurmayı önemseyelim. Bir yazı, bir görsel, bir ses kaydı ya da bir tartışma önerisi... Liberter, yaratıcı, eleştirel, özgürlükçü ve etik duruş taşıyan her katkıya açık. Varsayımların sorgulandığı, ezberlerin bozulduğu, insanların birbirini kutuplara hapsetmeden konuşabildiği bir zemin arıyor. Liberter, adını özgürlükten, ilhamını otorite ve hiyerarşi karşıtı yerel ve küresel pratiklerden alır.