Liberter'e davet

Anarşistler, anti-otoriterler, anti-militaristler, ekolojistler, feministler, queer bireyler, vicdanını kaybetmemiş herkes... Düşünmek, yazmak, tartışmak, üretmek, paylaşmak üzere Liberter’e davetlisiniz.

Liberter'e davet

Kimi zaman sesimiz kısılır, kelimeler içimizde büyür de dile gelecek bir zemin, yankılanacak bir mecra bulamaz. Kimi zaman görüntünün gürültünün tozu dumanı içinde kaybolur duyulmaz sözümüz. Kimi zaman da yalnızca kendi yankımıza çarpar. O yüzden, bugün içinde yaşadığımız dünyada -baskının, tahakkümün türlü biçimlerinin gündelik hayatı çekilmez kıldığı bu çağda- özgürlüğe dair konuşmak, tartışmak, yazıp paylaşmak hem çok anlamlı hem gerekli. Çünkü baskı yalnızca siyasal değil; doğayı talan eden projelerde, görünmeyen emeklerde, cinsiyet kalıplarında, savaş politikalarında, müstehcen bir sıradanlıkla hepimizin hayatına dokunuyor.

Dünyada bir şeyler fena halde yolunda gitmiyor, farkındayız. İklim krizi kapımızda, savaşlar birbiri ardına patlıyor, doğa katliamları, çevresel yıkımlar, baskı şiddet dünyanın her yerinde artıyor. Ve baskıya karşı direniş de her yerde: Yağmalanan bir ormanın köklerinde, akan suyun kaynağında, köyde şehirde sokakta, bir fotoğraf karesinde, bir yürüyüşte, bir forumda…

Liberter, sosyal medya gürültüsü içinde boğulmasın diye bu direniş pratiklerini ve düşlerini bir araya getirmek, görünür kılmak isteyen bir çabadır. Bu ihtiyaçtan doğdu, bunun için yola çıktı.

Liberter’de yazmak için belli bir ideolojik tanımın içine sıkışmak gerekmiyor. Yargılamayan, aşağılamayan, kutuplaştırmayan bir dille baskının karşısında durmak, sözünü sakınmadan ama ötekileştirmeden söylemek yeterli. Kimi zaman güncelin içinde bir eleştiri, kimi zaman geçmişe dair bir sorgulama, bazen düşsel bir gelecek tahayyülüyle… Yazılarla, çizimlerle, haberle, analizle, bazen bir sesle, bazen bir fotoğrafla… Liberter tüm bu üretimlere açık bir alan sunuyor.

Liberter; otoriteye, militarizme, eril tahakküme, heteronormatif düzene, hiyerarşiye ve tahakkümün her biçimine karşı duranların buluşma yeri olsun. Sadece politik değil, kültürel ve sanatsal bir arayışın da mecrası olsun. Çünkü mücadele, yalnızca karşı çıkmak değil, aynı zamanda başka bir dili, başka bir dünyayı isteme ve kurma çabasıdır.

Anarşistler, anti-otoriterler, anti-militaristler, ekolojistler, feministler, queer bireyler, vicdanını kaybetmemiş herkes... Düşünmek, yazmak, tartışmak, üretmek, paylaşmak üzere Liberter’e davetlisiniz.

Düşünenlerin, sorgulayanların, özgürlüğü hemen şimdi isteyenlerin mecrası olsun. Liberter'de buluşmak üzere.